Camiler dükkan gibi kapatılmasın! Yavuz Selim Güneş camilerin namaz vakitleri dışında kilitli olmasını eleştiriyor ve Mavera Gençlik Hareketi’nin planlarını anlatıyor.
Camilerimiz, İslâm’da cemaatin, camianın anlam bulduğu ulvi mekânlar. 1400 yıldır yüce İslâm’ın simgesi konumunda olan kutlu mabedler. 1399 Bursa Ulu Cami. 1551 Süleymaniye. 1576 Kayseri Kurşunlu Camii. Evet, hepsi övüncümüz ve hepsinde aynı huzur. Ama tüm bu güzelliklerle birlikte bir tatsızlık ve İslam’ın aksine birtakım yaptırımlar…
Cami neden kapatılır?
Camilerimizde maalesef, yıllardır birtakım sorunlarla karşılaşmaktayız. Bunlar zaman zaman dile getirilse de; ne yazık ki, bugüne kadar elle tutulur bir düzeltmeyle karşılaşamadık. En son Ümraniye’deki İmam-ı Şafi Camii’nde yaşanan hadise, camilerdeki bazı yanlışları tüm gerçekliğiyle gündemimize getirdi. Ümraniye’de, namaz sonrası cami kapatılmaya çalışıyor ve buna itiraz eden bir genç cami derneğinden biri tarafından tartaklanıyordu. Bunun üzerine gittiğimiz Ümraniye Müftülüğü, bize yönetmeliğin böyle olduğunu, bazı camilerin güvenlik sebebiyle kapatıldığını söylüyordu.
Cami neden kapatılır ve bu nasıl izah edilir topluma?
Sokak ortasındasınız ve namaz kılmanız gerekiyor. Bulduğunuz yere yakın bir camiye namaz kılmak üzere gidiyorsunuz ki, caminin kapısı kilitli. Ümraniye’deki İmam-ı Şafi Camii’nde de durum böyle, Üsküdar’daki 1471 tarihli Rum Mehmet Paşa Camii’nde de. Ve daha nicelerinde de…
Şadırvanlar ve bayanlar için abdesthane
Birçok caminin şadırvanı küçük, yetersiz ve temiz değil… Yeterince bakılmıyor ve temizlenmiyor. Dışarıdan bakıldığında hiç hoş bir görüntü değil bu. Bayanlar için abdest ise başlı başına bir mesele. Camilerimizin birçoğunda bayanlar abdest alamıyor. Bu zamanımızın önemli sorunlarından biri ama kim bunu gündemine alacak? Camilerde bayanlara bu tür bir zorluğun yaşatılması, bayanları toplum içinden, camiden, cemaatten tecrit etmekten başka bir mânâya gelmez.
Tuvaletler
Camilerdeki tuvaletlerin durumu ise bambaşka bir sorun olarak önümüzde durmakta. Camilerdeki tuvaletleri ihya etmek üzere bir çalışma yapan Gerçek Hayat yazarı Ümmühan Atak’ın da anlattığı gibi; Turistler ‘Türkiye’de, bir camiye yaklaştığımızı tuvalet kokularından anlıyoruz’ diyor. Bu, Müslüman bireyler olarak izah edemeyeceğimiz ve kabullenemeyeceğimiz bir durum. Camilerde tuvaletler paralı üstelik… Hadi bunu geçtik, neden bu tuvaletler temizlenmez? Bir tane örnek vermek gerekirse; Sadece Sultanahmet’teki Firuzağa Camii, özellikle Ramazan’da, o Sultanahmet’teki güzel gecelere gölge düşürmeye yetiyor.
Camilerin bakımsızlığı
Camilerimizdeki bir başka sorun ise, onları tam mânâsıyla kullanamamamız.
Mesela camilerin önlerinde, yanlarında ve sair kamelya denilen güzel bahçecikler olur. Ama maalesef siz oralara giremezsiniz. Birçoğu bakımsızdır, yılan yuvasıdır; birçoğunun ise kapısı kilitli.
Ve yine camilerimizdeki diğer bir sorun “sıcak su”dur. Şu an mevsim yaz, belki bunu tam anlamayacağız ama, kışın bir çoğumuz buz gibi sudan titreyerek abdest alacağız. Konformist Müslümanlık mı? Asla. Osmanlı ta o zamanlar şadırvanlarından sıcak su akıtıyordu. Onlar bunu 500 yıl önce başarmıştı ama biz böyle bir teknoloji çağında bunu yapmıyoruz. Demek ki iş tekniğe bakmıyor; inceliğe bakıyor, estetiğe bakıyor ve en önemlisi de “insan”a bakıyor. Osmanlı “insan”a değer veriyordu, biz de ise dışarıya itiliyor.
Eskişehir’de merhum Cevat Ülger’in mimarlığını yaptığı Reşadiye Camiinde sıcak suyla abdest almak mümkün. Cevat Ülger’de o estetik vardı çünkü.
Çözümler!..
Gelelim çözümlere. En başta Diyanet İşleri Başkanlığı başka olmak üzere seksen binden fazla cami derneğinin başını ellerinin arasına alarak düşünmesi ve harekete geçmesi gerekmekte.
Öncelikle bütün camilerimizin en azından sabah namazından yatsı namazına kadar devamlı açık kalması sağlanmalı. Bunun için bir görevli yeterli olacaktır. Bu görevli aynı zamanda caminin çevre düzenlemesini ve tuvaletlerinin insana yakışır hale gelmesini de sağlayacak. Yani burada çözümün kilit noktası bir cami görevlisi.
Bu imam değil kesinlikle. İmam’ın görevi irşaddır. Türkiye’de 80 bin dolaylarında cami var. Bu camilerin en az 40 binine bir “cami görevlisi”nin tayin edilmesi çok mu zor? Koskoca DİB, namaz çıkışlarında toplanan yüksek meblalarda paralar ve 80 binden fazla cami derneğinin gücü buna yetmez mi dersiniz? Hadi yetmiyor diyelim, insanların camileri kullanmaya başlaması, orayı hayırlı sohbetlerin, derslerin yapıldığı merkezlere çevirmesi için diyelim ki camilerden üç beş şeyin çalınmasından korkuluyorsa gelecek fayda için o kadar zarar göze alınmalıdır!
Neler Yapılacak?..
Mavera Gençlik Hareketi, bu konuda duyarlı başka platformların temsilcileriyle birlikte Ramazan’dan sonra Diyanet İşleri Başkanı ile bir görüşme gerçekleştirecek ve taleplerini/yapılması gereken makul istekleri iletecek.
Eğer hiçbir şey yapılmazsa o zaman başka makamlarla görüşülecek ve Türkiye’nin her yerinde camilerde aslına dönüşle ilgili kampanyalar başlatılacak.
Daha şimdiden birçok imam ve müftü bu kampanyalara desteğini veriyor. Allah yardımcımız olsun!
Yavuz Selim Güneş eylem hâlinde olacağız dedi
Yavuz Selim Güneş
7 Ağustos 2011