Film üç bölüm halinde verilmiş kabul edilebilir: Kâinatın, canlılar aleminin, insanın oluşumu üstüne üç safha… Sonsuzdan geliş, uzay hayatı, sonsuza gidiş…
Enteresan bir anlatım üslubu içinde, varoluş felsefesine giriliyor. Varoluş felsefesinin, asırlardır münakaşası yapılan bir ilk düğüm noktasının, tamamen sembolize, biçim ve hareketler içinde verilişini seyrediyoruz.
Bir yandan aklın, bir yandan ilmin, diğer yandan ise hislerin aradığı, aramak mecburiyetini hissettiği, bulduğu veya bulduğunu sandığı, ilk ve son düğüm noktalan üstüne ileri sürülmüş sonsuz sayıda faraziyenin iç içe girişi… Ve tekrar bir soru ile bitiş: Ne?
Dört milyar yıl önce, maymun insanı şaşırtan, korkutan, teslim olmaya götüren, tabiat şartlarının dışında, ezici gerçek, 2001 yılının uzay çağı döneminde de aynı şartlar içinde devam ediyor. Ve bu, adı söylemekten çok defa korkulan gerçek, uzay insanını ve hattâ sonsuzdaki, gelecek insanlarını da ayni şekilde şaşkına çeviriyor.
Daha önceleri, filmlerde, tiyatro ve edebiyat eserlerinde, tabiat içinde ve insan hayatının olayları arasında verilen bu durum, 2001 UZAY YOLU MACERASI filminde, resim, heykel, şiir, müzik sanatlarının çok kullandığı bir deyimle «abstraktif – mücerret» bir biçim içinde veriliyor. Film sahnelerinin teker teker anlatılması ve övgüsü yapılırken, uzun uzun anlatışların yanı sıra, verilmek istenen ve işlenen tema, çok sade olarak şöyle de söylenebilir: “ALLAHTAN KURTULUŞ YOKTUR.”
Felsefe içinde bu gerçeği, ister kabulcüler, ister retçiler olsun, sayısız belgeler ve mantık oyunları ile kabule ve redde çare aramışlardır. Fakat her iki halde de, ister müspet ister menfi olsun, ortada bir gerçek kabulü yapılmaktadır: TANRI… (İsterse vardığı noktayı başka türlü değerlendirsin; ilk sebep…)
Bir İngiliz astronomi aliminin, «Etrafımızdaki Kâinat» adlı kitabında, sonsuz büyüklükteki feza ve yıldızlar alemini ele alıp incelemesi, sonra sonsuz küçüklükteki atomlar alemini araştırması ile vardığı sonuç, her ikisinin de birbirinin aynı olduğu… Ve en şaşırtıcı taraf da, alimin, kitaptaki en son cümlesi: “ÖYLE KORKUYORUM Kİ GALİBA ALLAH VAR.”
Ben, filmin, muhterem bir Türk felsefe adamının deyimi ile en iyi anlatılabileceğini tekrarlıyorum: “ALLAHTAN KURTULUŞ YOKTUR.”
Ne şekilde düşünülürse düşünülsün, ne şekilde ifade edilirse edilsin, ister kabulle müspet yandan, ister redle menfi yandan olsun, Allah’ı kabul eden ve Allah’ı kabul ederken ettiğini bilmeyen…
2001 Uzay Yolu macerası, bu gerçeği, modern film tekniğinin son derece usta bir ifade şekliyle vermiştir. Tanrıdan kurtuluşsuzluğu bir dikdörtgenler prizması biçiminde, tam bir şaşırtıcılık, çarpıcılık içinde, aynı değişmezlikle, ezelde, 2001 yılında, sonsuz gelecekte, anlatıyor.